Minimalizm ve Steve Jobs
Steve Jobs’ın ölümü sonrası, hakkında çıkan kitap ve film ile hayatının ve kişiliğinin birçok yönü ortaya çıktı. Bunlardan biriside Steve Jobs’ın minimalist olması ve minimalizme olan büyük inancıydı.
Minimalizm, cihaz tasarımlarının en temele indirildiği bir tasarım estetiğidir. Tasarımda dikkat dağıtıcı veya gereksiz her unsurdan kaçınılır. Steve Jobs, bu tarz bir tasarım felsefesine inanıyordu ve bunu Apple’da da uyguluyordu.
İlk Ipod’a bakalım. Oldukça sadece ve gereksiz bütün detaylardan kaçınılmış. Dikdörtgen bir ekran ve oval bir tuş yerleşimi ile oldukça sade ve şık bir tasarım. Tasarım olarak şık olmasının yanında en önemli özelliği ise bir çocuğun bile kullanabileceği kadar kolay bir cihaz olması. Hatta dedelerimiz bile bu cihazı kolaylıkla kullanabilir 🙂
Sanatsallık kesinlikle Apple için bir vazgeçilmez.(Böyle olmasının tek sebebi ise Steve Jobs İlerleyen zamanlarda Steve Jobs ile ilgili daha detaylı bir yazı yazmaya karar verdim :)). İlk iMac’a bakalım. Zamanının ötesinde bir tasarım ve yine fiziksel olarak kolay kullanımı görebiliyoruz. Tüm bunların olmasını sağlayan yine Steve Jobs’ın minimalizme olan bağlılığı ve bunu tasarımcılarından istemesi.
Steve Jobs’ın yaşamında minimalist bir yaşam sürdüğüne bir örnekte Eski bir Apple CEO’su olan John Scullay, Jobs’un evi hakkında verdiği şu röportaj;
Steve’in evine gittiğimi hatırlıyorum ve içinde neredeyse hiç mobilya yoktu. Büyük bir hayranlık duyduğu Einstein’ın resmini çekmişti ve bir Tiffany lambası, bir sandalye ve bir yatağı vardı. Etrafında pek çok şey istemiyordu ama seçtiği şeylere çok dikkat ediyordu.
Sadece bazılarımızın ulaşabileceği gerçek minimalist yaşama Steve Jobs ulaşmıştı. Kasıtlı olarak çoğumuzu mağdur eden aşırı tüketimciliğe karşı çıktı ve minimalizme olan inancını hiç bir zaman bırakmadı ve bunu yaratmış olduğu Apple markasında da başarılı bir şekilde uyguladı.
Steve Jobs çoğu konuda olduğu gibi bu konuda da tutkulu birisiydi..